Hayrettin , yine Yangın Gözetleme Kulesinde ...
Hanpaşa 'da Okullar kapanmış. Anne ve Baba , Karadağ Yangın Gözetleme Kulesinde yangın kule görevlisi olarak çalışmakta ..
Muhtemelen Hayrettin yaz mevsimini onların yanında Karadağ''da geçirecek ..
Zirvesinde rüzgarların uğuldadığı , yazın en sıcak günlerinde buz gibi serin rüzgarların estiği... Kıvrıla kıvrıla dağın zirvesine tırmanan yolun ucunun bittiği , oradan öteye yol gitmeyen bu kulede .. ..
Babası , bilgisayar almıyor , Bağımlılık yapmasın , Hayrettin okul zamanı derslerini boşlamasın diye ..
Ama Hayrettin hüzünlü...
Burası Köyden daha iyi diyor , ama ahhh.... Onu oyalayacak eğlendirecek bir şeyler de olsaydı ..
Zor bir hayat .. Kuleye ulaşmak , arazi ve kayalık araziden geçen yolun son derece sarp , taşlık kayalık, engelli ve zorlu olması nedeniyle güç ..
Gelen giden pek olmuyor Kuleye .... Kulenin dar odalarında ya da dışındaki kayalık arazide zaman geçiriyor , canı sıkılıyor Hayrettin'in... Ama Kulede yapacak bir şey yok .
Manzara çok güzel .. Kule 1290 metre rakımda.... Sanki bulutların üzerindesiniz..
Neredeyse her yer görünüyor buradan .. .. Ama , sürekli burada kalınca , bu güzellikler oyalamaya yetmiyor Hayrettin'i..
-"Canı sıkılıyor" diyor Babası ..
Dün Kule çevresinde dolaşıp kayadan kayaya atlarken kaymış düşmüş Hayrettin ..
Gömleğini açtı , gösterdi .. İnanılmaz bir şeydi.. Karnı son derece kötü ve oldukça derin şekilde kesilmişti keskin kayalar tarafından.. Neredeyse Karnı yırtılmıştı.
Çok kötü yaralanmıştı ama kendini kaybetmemişti Hayrettin :
-Ölmeyeceğim değil mi Baba " demişti , Babasının gözlerinin içine bakarak...
"-İşte o anda elim ayağım çözüldü .. Kendimi kaybetmişim .. Hanım bir sürahi suyu boşaltmış başımdan aşağıya .. Ancak öyle kendime gelmişim" diyordu Baba .
Araç ta yoktu Hayrettin'i bir sağlık kuruluşuna ulaştıracak. ...
İşletmenin pikabı gelse.....
Ama bu kadar bozuk ve uzun şu yoldan o gelinceye kadar .........
.. Korkmuşlardı ama ne yapabilirlerdi o anda .. Araç olsa bile o kayalık ve zorlu kule yolundan Şehre Hastaneye ulaşmaları saatler alırdı.
-Niye telsizle yardım istemediniz.. Yangın Helikopteri 5-10 dakikada alır , Şehre iletirdi. Yakında , Karaköyde yangın bekleyen Orman'ın helikopteri gelirdi."
-"Hiç aklımıza gelmedi" dedi..
Halbuki Orman İdaresi böyle durumlara karşı ulaşımı zor olan gözetleme kulelerinin hemen yakınlarına helikopter inip kalkabilecek kadar bir helikopter iniş alanı yapıyordu .. Karadağ Kulesinde de vardı küçücük bir iniş alanı.
Helikopter orman için , ağaçlar için, doğa için her gün görev yapıyordu .. Hayrettin için mi gelmeyecekti Kuleye..
"-İnşallah bir daha böyle bir şey olmaz ama , bu durumlarda hemen helikopteri isteyin .. Helikopter her türlü işini bırakır size ulaşır..
-" Aklımıza hiç gelmedi" dedi Baba .. "Bir daha böyle bir şey olursa....."
******
Konu yine kulede zaman geçirmenin zorluğuna gelmişti. Köyden , kentten, yoldan ,insanlardan herşeyden uzak .. Dağların zirvesindeki kulelerde aralıksız fasilasız yangın bekleyenler vardı .. Köyde kentte kimse onların farkında olmasa bile..
Burada hayat zor , yollar uzak ve zorlu ....Koskoca bir yaz kendi başınasınız, karı koca ve çocuklar ....
Kule çok yüksek rakımda çevreye göre .. Her yer ayakaltında ama telefon bile zor çekiyor diyor Babası .. Alışmışlardı yıllardır , her yaz Kulede yangın gözetleme işi için Kuleye çıkmaya .....
Mor dağlar ufku kuşatıyordu çepeçevre.. Masmavi gökyüzü.. Güneş alabildiğine parıldıyordu üzerlerinde...
Ufka doğru bakıyordu Hayrettin .. ...Hayrettin'in canı sıkılıyordu......Kimbilir , belki de okulunu , arkadaşlarını özlüyordu....
Hayrettin
---------------------------------------------------------------
Yaşam savaşı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder