
Zeytinin başkenti Akhisar, köftenin de başkenti olmakta kesin kararlı.
Akhisar'ın birbirinden ünlü köfteci markaları, Türkiye sınırlarını zorluyor.
Küçük oğlum, Bursa Uludağ Üniversitesi'nde okurken, eşimle her gidiş gelişimizde Ramiz ya da Hünkar'da durur, bir güzel karnımızı doyururduk. Köftesi, piyazı, salatası derken, kendimize nefis bir ziyafet çekerdik.
İşte bu defa dostlarımızla yine Akhisar yollarındayız. Hava fena sayılmaz, sohbet güzel, seçtiğimiz müzikler güzel.
Etrafa bakına bakına Manisa'ya doğru yol alıyoruz. Damak zevkine güvendiğim bir dostum, "Bu defa da Can Köfte'yi denemelisin" dediği için, onun sözüne uyuyoruz. Akhisar'ın Balıkesir'e doğru çıkışı havaalanı gibi ya (gibisi aslında fazla), Can Köfte daha yolun başında, hemen sağda. Kalitesinden 32 yıldır ödün vermeyen bir müessese.
- Köftenizin lezzetindeki sır ne?
- Sırrımız, etimizin kalitesinde. Dana etini Balıkesir'den alıyor ve sinir ayırma makinemizden geçirerek dinlendiriyoruz. Köftemizi sadece tuz ve soğanla yoğuruyoruz. İçine baharat dahil başkaca birşey koymuyoruz. Üretimimizi el değmeden otomatik makinelerle yapıyoruz
- Ayran da kendinizin mi?
- Evet, imal ettiğimiz yoğurttan yapıyoruz. Kullandığımız pideler de bizim. "Yalnızca Türkiye'de değil, dünyada en iyi köfteyi biz yapacağız" dedik ve bu iddiamızı ıspatladık. Bizden köfte yiyen, bir daha başka yerde yemez!
Sirkeli, limonlu, acılı, bol zeytinyağlı piyazla yediğimiz köftemiz doğrusu ya güzeldi. Üstüne de tatlı ve kahve. Parasına gelince, asla pahalı sayılmazdı.
Sıra yeni mahsul erkenci zeytinyağı, yeşil-siyah zeytin çeşitleri, erişte, tarhana, yüzde 100 zeytinyağlı sabun ve ekmeğe sürülerek yenebilecek kadar güzel ve lezzetli salça almaya gelmişti.
Alacaklarımız listesinde bulunanlardan sadece kavunu alamadık. Mis gibi sızma zeytinyağının kilosunun altı-yedi liradan satıldığı bir yerde, kavunun kilosu hiç dört-beş lira olur mu?
Ahmet Yazıcıoğlu, YENİ ASIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder